Louvre soygunundan şaşırtıcı güvenlik sorunu: Hala Windows 2000 kullanılıyormuş

Paris’teki Louvre Müzesi, barındırdığı sanat eserleriyle milyarlarca dolarlık bir koleksiyona sahip. Ancak geçtiğimiz ay, tam tarih vermek gerekirse 19 Ekim’de gerçekleşen 102 milyon dolarlık soygun, müzenin güvenlik sistemlerinin düşündüğümüz kadar ileri teknolojiye sahip olmadığını gözler önüne serdi. Üstelik kullanılan parola ve sistemler şaşırtıcı derecede detaylara sahip.

Fransız gazetesi Libération’ın haberine göre, müzenin güvenlik kameralarını koruyan sistemin şifresinin sadece “LOUVRE” olduğu ortaya çıkmış ve bu sebeple müzedeki soygun bir kez daha gündeme gelmişti. Yeni detaylar ise kullanılan sistemlerin bile ne kadar eski olduğunu gösterdi.

Gelen yeni bilgilere göre Louvre’un otomasyon ağında hala Windows 2000 kullanılıyor. Microsoft’un 2010’da desteğini tamamen kestiği bu sistemlerin, müzede 2021 yılına kadar kullanıldığı tespit edilmiş. Fransa Ulusal Bilgi Sistemleri Güvenlik Ajansı’nın (ANSSI) 2014’te hazırladığı denetim raporu, o dönemde bile Louvre’un ciddi güvenlik açıkları barındırdığını ortaya koymuştu. Ancak görünen o ki, aradan geçen yıllarda bu konuda pek adım atılmamış.

Üstelik iddialar bununla da sınırlı değil. Denetçiler 2021’de yayımladıkları raporda müzenin bakım ve güvenlik yatırımlarının “kurumun uzun vadeli işleyişi için hayati” olduğunu belirtmiş. Ancak Louvre yetkililerin bu uyarıları dikkate almak yerine “görünür ve cazip projelere” öncelik verdiği söyleniyor.

Dijital güvenlik kadar, fiziksel güvenlik de önemli

Son hırsızlık olayıyla birlikte yapılan soruşturma, eserlerin yalnızca yüzde 39’unun güvenlik kameralarıyla izlenebildiğini ortaya çıkardı. Geriye kalan bölümler için planlanan yeni güvenlik projesinin 2032’ye kadar tamamlanması bekleniyor.

İncelemelere göre, hırsızlar kamyon vinciyle Louvre’un Galerie d’Apollon bölümüne pencereden girdi, yalnızca sekiz dakika içinde mücevherleri alıp kaçtı. Üstelik inşaat işçisi kılığında oldukları için kimse şüphelenmedi. Olaydan sonra aralarında eski bir müze güvenlik görevlisinin de bulunduğu birkaç kişi tutuklandı, ancak çalınan taç mücevherleri hala kayıp.

Dünyanın en önemli sanat eserlerine ev sahipliği yapan kurumların bile güvenlikte yıllarca güncellenmemiş sistemlere bel bağlaması güvenlik sistemleri açısından oldukça düşündürücü. Bu olay, siber güvenliğin yalnızca dijital dünyada değil, fiziksel koruma sistemlerinde de ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.